“Türlerin hayatta kalanı ne en güçlü ne de en akıllı olanıdır değişime cevap verebilen yaşamını sürdürebilir."Charles Darwin
Doğal hayata baktığımızda canlıların yaşamının devamlılığını sağlayan etkinin güçlü olmalarından değil doğal yaşama ve değişime uyum sağlamalarından kaynaklandığını görürüz. Günümüz dünyası sürekli gelişen bilim ve teknoloji ile kendini yenilemeye geliştirmeye devam ediyor. Fütürolog’lar da gelecekte, ‘’daha iyi ve daha çok eğitim’’ alan insanların başarılı olacaklarını ve böylece refaha ve mutluluğa ulaşacaklarını savunuyorlar.
Hal böyle olunca da yeniliklere uyum sağlamak kaçınılmaz olacaktır. O zaman da akla gelen ilk soru ”insanlar bu değişime nasıl adapte olacaklar?”
Bu amaçla 1890’lı yılların başında önce sporcuların performansını artırmak üzere uygulanan bazı teknik ve yöntemlerle ortaya çıkan koçluk yaklaşımı, günümüzde de kurumlarda ve bireysel yaşamda verimliliği ve başarıyı artırmak için uygulanmaya devam ediyor.
Koçluk, öncelikle kişisel gelişim ve farkındalık sağlar. Bireyin kendisini tanıyarak, ne olduğu, ne olmak istediği ve nereye ulaşmak istediği ile potansiyelinin ortaya çıkmasına odaklanarak, davranışlarında ve seçimlerinde daha esnek olabilmesini sağlayan bir çalışma modelidir.
Koçluk bakış açısı öncelikle ‘’Ben kimim?’’ sorusunun cevaplarını bireye buldurarak kendisini tanımasına yardımcı olur. Kendini tanıyan birey de değerlerinin farkındadır ve ne istediğini bilir. Hedef belirlendikten sonra da artık nereye, nasıl gidileceğinin cevaplarını kolayca bulmaya başlar.